Senaryonun Bütçe Planlamasındaki Önemi

Herkes senaryo yazabilir ancak herkes çekilebilir senaryo yazamaz. Maalesef senaryo yazarlığı hayal gücü ve üretme yeteneği ile olabilecek bir iş değildir! İşin tekniği de üretilen hikaye kadar önemlidir. Bu teknik ayağın en önemli kısmı da bütçe planlaması yapabilmektir. Bir eserin ne kadara mal olacağını yazarken hesaplayabilmek gerekir zira teknik ya da bütçesel anlamda filme çekilemeyecek bir senaryo yazarsanız, bu eser dünyanın en güzel senaryosu olsa dahi yapımcılar talep etmez. Örneğin yazdığınız eserin çekim bütçesi 5 Milyon TL, bu bütçeye çekilen bir filmin sadece kendi giderini çıkarması için minimum 500.000 (500 bin) kişi tarafından izlenmesi gerek. Peki gösterime giren kaç film 500.000 izleyiciye ulaşıyor? Yazının başındaki “herkes senaryo yazabilir” Cümlesini tekrar edelim peki herkes çekilebilir senaryo yazabilir mi? Maalesef senaryo yazarlığı yatırım yapılmadan para kazanılmaya çalışılan bir meslek ve maalesef herkes senaryo yazabileceğini sanıyor bu da birçok hayal kırıklığına sebep oluyor. Bu yazımızı okurken de hayal kırıklığına uğrayanlar olacak ama biz bu meslekle ilgili gerçekleri söylemek sizleri doğru yönlendirmek zorundayız. Bir bakkal dükkanı açtığınızı düşünün ne gerekir? Sermaye! Berber’in sermayesi makasıdır derler peki bir berber dükkanı açarken sadece makas yeter mi? Bir dükkan açmak şöyle dursun yol kenarında soğuk su satacak olsanız sermaye gerekmez mi? Hepsine bir şekilde sermaye gerekir değil mi? Peki senaryo yazarlığı bu kadar basit midir ki herkes yapabilsin? Bir şekilde bu işe de yatırım yapmanız gerekir. Ya gider eğitimini alır (Para tuzağı kurslardan değil nitelikli usta senaristlerden) ya da işin mutfağında çalışarak işin inceliklerini öğrenirsiniz. Tabii teknik bilginin yanı sıra yazdığınız dile hakimiyet de önemlidir. Örneğin senaryoyu Türkçe yazıyorsanız bir kere “tükce” demiyor olmanız gerekir. İmkanınız veya vaktiniz yok diyelim. Bir alternatif daha var: yine senaryo yazarsınız ama paranıza kıyıp bir senaryo editörüne teslim edersiniz sizin eksiklerinizi o tamamlar. Bana en çok gelen sorulardan biri “Hocam ben senaryo yazdım ama satamıyorum ne yapmalıyım” şeklinde sorunun cevabı açık demek ki yazdığın şey aslında teknik olarak bir senaryo değil. Sadece senaryo değil bir ürünü satmak için önce onun alıcı için uygun olması gerekir. Örneğin bir ayakkabı yaptınız bunu bir parçası olmadan, örneğin topuğu olmadan satabilir misiniz? Senaryo da böyle bir şeydir ya tam yapacaksınız ya da tamamlayacak nitelikte başvuracaksınız başka türlü satamazsınız. Gelelim konu başlığında yer alan asıl konuya senaryo ve bütçe ilişkisi nedir? Bütçe nasıl düşürülür? Senaryo yazarken bütçe düşünülmemeli ancak tabir yerinde ise bol keseden de, mekan, araç ve karakter yazılmamalıdır. Özellikle sektöre yeni giriş yapan yapımcı firmalar senaryo seçerken önce hikayeye sonra bütçeye bakarlar. Peki aynı hikayeyi daha düşük bütçe ile nasıl yazabiliriz? Örneğin bir oyun organizasyonu sahnemiz var. Bu sahne etki açısından bir şey kaybetmeyecek ise bowling değil de halı saha maçı olabilir. Bowling ve halı saha arasında ne gibi bir bütçe farkı olabilir? Halı saha tek mekan ve sabit ışık isteyen bir yerdir ancak bowling salonu daha komplike bir mekan olduğu için ışık ve prodüksiyon gibi giderleri arttırmakla beraber ciddi zaman kaybı ile de bütçeyi olumsuz etkiler. bu ve benzeri birkaç durum basit görülse de bütçeyi negatif yönde etkiler. Bu durumda yazılan sahnenin etkisine bakılmalıdır. Yazılan sahne eğer her durumda aynı etkiyi veriyor ise o zaman bütçe açısından en uygun olanı yazılmalıdır. Senaryonuzun iyi olması ile birlikte mümkün olduğunca düşük bütçelerle çekilebilecek olması da tercih sebebidir.

Senaryom var kaça gider?

Bu yazı hazırlanırken, Sender’in web sitesinden yararlanılmıştır.
Fikri Mülkiyet Hakları Yasası temelinde gerçekleştirilen yapıma “fikri sermayesiyle” katılan eser sahiplerinden saklanmaması gerektiği halde, yapım firmaları genellikle “ticari sır” olduğu gerekçesiyle kanallarla yaptıkları anlaşmaları eser sahiplerine açıklamamaktadır.
TV dizilerinde kanallar yapımcılara rating/share primi uygulaması yapmaktadır. Böyle durumlarda dizi yüksek rating/share almaya başladığında, yapımcı diziden önemli bir ek gelir sağlamaktadır. Senaryo yazarlarının, kontratlarında bu gelirden de asgari %5 talep etmeye hakları vardır.
Senaryo yazarlarının, her yapımda yapımcılara, senaryo bütçesi tanımlanırken bütçelerine telif payı dışında, ayrıca bir proje geliştirme bütçe payı koymalarının projenin kalitesi ve geleceği için ortak çıkar olduğunu, ısrarla hatırlatmalarında yarar görmekteyiz. (Proje geliştirme bütçesi şu kalemlerden oluşabilir: Araştırma çalışmaları için yapılacak masraflar, yolculuklar, bilgi ve kitap satın almalar, danışman istihdamları, senaryo geliştirme hizmet bedelleri, script doctoring, vb.)
Senaryo Yazarının TV dizilerinde bölüm başına alması gereken asgari telif payı yapım bütçesinin net % 5’idir.
Senaryo yazarı (grubu) gerçek rakamları bilmediği veya kendisine açıklanan rakamın gerçekliğinden kuşku duyduğu veya belgelenemediği koşulda toplam telif payı olarak;
Dizi filmlerde bölüm başı asgari net 20 Bin TL,
TV Filmlerinde ise asgari net 25 Bin TL talep etmelidir.
B- Sinema Filmleri
Sinema filmlerinin gelirleri farklı mecralarda farklı biçimlerde oluşmaktadır. Bu nedenle senaryo yazarlarının anlaşmalarının iç pazara dönük üretilen dizi filmlerden farklı olması gereklidir. Sinema filmleri bütün dünyada belirli standart mecralarda farklı gelirler elde ederler. Bir sinema filmi ilk olarak ulusal pazarda ölçülebilen bir bilet geliri elde etmektedir. İkinci aşamada eğer satılırsa uluslar arası sinema gösterimlerinden yine ölçülebilen bir gelir kazanmaktadır. Üçüncü gelir olarak ise DVD/VCD satışları gelmektedir. Son olarak da TV satışları söz konusu olmaktadır. Kimi zaman TV satışı önceden yapılmakta ve yapımcı tarafından finans bütçesi içinde kullanılmaktadır. Uluslar arası sinema endüstrisinde eser sahipleri söz konusu bütün mecralarda ayrı ayrı paylar talep etmektedir. Bu paylar Avrupa bütçeleriyle ortalama %5, Hollywood bütçeleriyle % 10’u bulmaktadır.
Türkiye Senaryo Yazarlarının sinema filmlerinde talep etmesi gereken asgari senaryo telif payı, filmin yukardaki mecralarda elde edeceği toplam brüt gelirlerinin asgari % 5’i olarak kabul edilmelidir.
Brüt gelir üzerinden pay talep etmek, ülkemizdeki sinema yapım geleneği açısından yeni yeni kavranılan bir yaklaşımdır. Bu konu yapımcılar tarafından yakın zamanlarda “kardan pay” olarak önerilmeye başlamıştır. Oysa “Kardan pay” Türkiye’deki maliye ve muhasebe düzeni içinde tam da yapımcının ticari mahremiyetini 3. kişilerle paylaşmasını zorunlu kılacak bir çözümdür. Oysa uluslar arası sinema, müzik ve yayıncılık sektörlerinde geçerli olan “brüt gelirden pay” yaklaşımı, ülkemizde de müzik ve yayıncılık sektörleri tarafından uzun süredir uygulanmaktadır.
Senaryo yazarı yapım bütçesiyle ilgili gerçek rakamları bilmediği veya kendisine açıklanan rakamın gerçekliğinden kuşku duyduğu ve %5’ini hesaplayamadığı koşulda senaryo yazım bedeli olarak asgari net bir rakam talep etmelidir. Biz bu rakamın 100 Bin TL olarak ilan edilmesini uygun buluyoruz.
Senaryo Yazarlarının, her yapımda yapımcılara, Senaryo Bütçesi tanımlanırken bütçelerine telif payı dışında, ayrıca bir proje geliştirme bütçe payı koymalarının, projenin kalitesi ve geleceği için ortak çıkar olduğunu ısrarla hatırlatmalarında yarar görmekteyiz.
Proje geliştirme bütçesi şu kalemlerden oluşabilir: Araştırma çalışmaları için yapılacak masraflar, yolculuklar, bilgi ve kitap satın almalar, danışman istihdamları, senaryo geliştirme danışmanlık (script doctoring) hizmet bedelleri vb.
İsmim duyulsun diye Eserini bedel almadan veren amatör yazarlar da dikkat etmelidir ki, dünyanın hiçbir yerinde senaryo yazarları popüler olmamıştır olmayacaktır. Bir yapımcı yazdığınız eseri beğendiği takdirde onun bedelini ödemekten çekinmez. Ancak siz, “Film çekilsin gerisi önemli değil” derseniz hiçbir yapımcı da, “Vallahi olmaz ille de para vereceğim” demez. Yaptığınız şeyin bir sanat eseri olduğunu unutmayınız.

Proje satış ve sunumu

Sevgili yazar arkadaşlarımız, birçoğunuzun başına geldiğini düşündüğüm bir hadise ile ilgili bilgi vermek ve öneride bulunmak istiyorum. Piyasada kendini yapımcı olarak tanıtan ve sizlerden senaryo isteyen kişiler olduğunu biliyorum. Bu kişilere itibar etmeyiniz bazıları hakikaten iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışıyordur ancak yine de emeğinizin karşılığını almadan projenizi teslim etmeyiniz. Bu kişiler sizden senaryonuzu alıp, kanala sunacağını ve projenin kabul edilmesi halinde paranızı ödeyeceğini vaat eder (Doğru olabilir proje satılınca paranızı verebilir) ancak sektörde işler bu şekilde yürümemektedir. İşleyiş şu şekildedir: Yapımcı sizden okumak üzere senaryoyu alır, okuyup beğendiği takdirde size bir ön ödeme yapar ve sözleşme ile bağlar, sonrasında kanala sunum yapar. Size paranızı vermeden kanala proje sunması mümkün değildir böyle bir uygulama yoktur. Biri size, “Senaryoyu beğendim ben bunu x kanala sunayım geçerse paranı veririm” derse bu kişiye asla eserinizi vermeyin. Kendi karşılaştığım bir örnekten yola çıkayım: Bir yapımcı benden senaryo istedi projeyi gösterdim ve kendi söylediğine göre çok beğendi. Ben de, “öyleyse sözleşme ile bağlayalım hayırlı olsun” dedim. Aldığım cevap, “Kanala sunalım geçerse zaten anlaşırız” oldu. Ben bunu kabul etmiyorum siz de kabul etmeyin. Çünkü ben o projeyi kanala kendim sunarsam, kabul edildiği takdirde istediğim yapımcıya istediğim fiyata satabilirim. Dizi projesini baz alırsak yapımcının ilk etapta ödemesi gereken bir ya da iki bölüm bedelidir. Bu ödeme ile birlikte devir sözleşmesi yapılır ve yapımcı projeyi istediği kanala sunabilir satar veya satamaz proje ve sorumluluk artık onundur. Örneğin bölüm başı 5.000 liraya anlaşıldı ise yapımcının ön ödeme olarak vermesi gereken miktar 5.000 ile 10.000 lira arasındadır. Peki projeyi kendimiz kanala sunarsak ve kabul edilirse ne kadar talep edebiliriz? 150-200 bin lira gibi rakamlara istediğimiz yapımcıya satabiliriz. Bunu bilerek anlaşmalarınızı yapmaya özen gösterin. En az bir ya da iki bölüm bedelini almadan senaryonuzu asla vermeyin ki, bu gibi adamlar piyasada palazlanmasın. Senaryo Bankası’na gelen bir mesajda takipçimiz şöyle diyor: “Bir yapımcı benden hikayemi istedi verdim ve çok beğendi, kanala götürmüş kanal da çok beğenmiş benden 17 bölüm daha hikaye istedi bu doğru mudur?” bunun kesinlikle doğru olmadığını ve kendini yapımcı olarak tanıtan kişinin kesinlikle bir yapımcı olmadığını belirttik. Hiçbir kanal sadece hikaye ile proje almaz! “17 bölüm” diye bir kalıp yoktur! Birçoğumuzun bildiği gibi kanallar projeyi 13 bölüm sinopsis, 1 veya 3 bölüm senaryo, genel hikaye ve karakter analizlerinden oluşan bir dosya olarak değerlendirmeye alır. Unutmayın bizler emek veriyoruz ve emeğimizin karşılığını almalıyız. Düşünün bir proje ortalama üç ayda şekilleniyor… üç ay bin lira maaşla herhangi bir iş yapsak üç ayın sonunda 3 bin lira para kazanmış oluruz. Altı ay da minimum kanalın projeyi değerlendirmesini bekledik diyelim, etti mi sana 9 bin lira? Asla unutmamamız gereken şey şudur: Bizler her şeyden önce mesai harcıyoruz ve bunun bir karşılığı olmalı. Kendinize şunu sorun bir banka sahibi çalışanına, “Sen vatandaşa krediyi ver, geri öderse maaşını alırsın” der mi?
Unutmayın senarist köprüyü tutandır ve o köprüden geçmek isteyen, senaristin hakkını vermek zorundadır.